Erkekte meme estetiği, kadınlarda yarattığı hacimsel sorunlara benzer şekilde memenin sportmen bir görüntü elde etmesini hedefler. Meme, erkekte de gerek estetik gerekse de sağlık açısından önemli sorunlar oluşturabilen bir organdır.
Erkek memesi ergenlikle birlikte gelişimine başlar. Normalde gerçek anlamda bir meme dokusu oluşturması beklenmez.
Erkekte meme estetiğinin göze çarpması ergenliğin başlaması ile beraber olur. Her iki cinste ikincil cinsiyet karakteri olarak adlandırılan vücut kılları ve meme gibi yapıların fark edilmesi ile hastalar sıklıkla 13-14 yaşlarında bize ilk başvurularını kahverengi olan areola dokusunun altında bozuk para büyüklüğünde bir sertlik olarak, bazen tek taraflı olarak hissederek yaparlar. Normal bir sürecin parçası olan bu sertlik zamanla kaybolur. Nadiren, 20 yaşından sonra sertlik kalan hastalar başvurabilmektedir. Bu hastalarda ameliyat ile deri altındaki dokunun çıkarılmasıönerilebilir. Buna ek olarak nadiren gerçek meme dokusu da jinekomastişeklinde kendini belli eder.
Erkekte meme dokusunda meme bezi ya da yağın hacim olarak artışıyla ortaya çıkan büyüme jinekomasti denir. Jinekomasti, memede estetik olarak kadınsı bir görüntü yaratırken diğer yandan hormonal bir bozukluğun habercisi de olabilir.
Erkekte meme estetiğini ve meme sağlığını etkileyen temel sorunlar jinekomasti, meme ve göğüs kafesi yapılarının doğuştan olmayışı (Poland sekansı), memenin iltihabi sorunları (mastit) ve meme kanseridir.
Jinekomastide kabaca ele gelen ya da gözle görülen büyüklüğünün en az 10 cm’lik bir alanı kapladığı erkek memesi bu sınıfa girer. Yenidoğan döneminde östrojenlerin etkisiyle, ergenlikte ve 65 yaşüzerinde de testosteron isimli erkeklik hormonunun azalarak böbreküstü bezinden kaynaklanan östrojenlerin ağırlık kazanmaya başlamasıyla fizyolojik jinekomasti gözlenebilir.
Jinekomastinin altında yatan herhangi bir neden çoğunlukla bulunmaz (idiyopatik jinekomasti). Ancak, obezite, hormon bozuklukları, iyi ya da kötü huylu tümörler (böbreküstü bezi, testis, hipofiz ve bronş vs.), sistemik hastalıklar (böbrek yetmezlikleri, siroz, beslenme bozuklukları), ilaç kullanımı ve fizyolojik nedenlere de bağlı olabilir.
Erkekte meme estetiğinin en sık görülen sorun olan jinekomasti hastalarımız plastik cerrahi uzmanının yönlendireceği tarama testlerinden ve endokrinoloji uzmanı muayenesinden geçmeden ameliyata karar vermemelidir. Sıklıkla önemli bir neden bulunmaz, ancak özellikle tek taraflı ve 30’lu yaşlardan sonra gelişmeye başlayan jinekomasti araştırılmalıdır.
Jinekomastide tıbbi tedavi yöntemleri endokrinoloji uzmanı tarafından belirlenirken cerrahi çözümün yegane adresi estetik plastik cerrahidir. Ameliyata dayalıçözümlerde tercihler hastanın durumuna göre şekillenir.
Jinekomastinin altında yatan faktör tedavi edildiğinde hastaların bir kısmında kendi kendine düzelmeler görülebilmektedir. Söz gelimi, testislerden yetersiz erkeklik hormonu (testosteroN) salgılanan bireylerde hormon takviyesi ile o zamana kadar belirmeyen kıl folükülleri yavaşça ortaya çıkarken memede de küçülmeler kaydedilebilir. Buna rağmen geride hastayı rahatsız eden bir doku kalıyorsa ameliyat düşünülebilir.
Erkek memesinin büyüklüğü için çeşitli sınıflandırmalar ortaya atılmıştır. Aslında erkekte meme estetiğinin eski çağlardaki durumuna bakıldığında bir çok sanatçı bugün jinekomasti ölçülerine varacak betimlemeler yaptıkları görülmektedir.
Görsel Notu: Rubens’in jinekomastiye sahip erkek resmi
Jinekomasti için çeşitli sınıflamalar yapılmıştır.İçerdiği dokunun yoğunluğuna göre florid (yoğun meme dokusu), ara form (yağ- meme dokusu karışımı), fibröz (genelde 1 yıldan uzun süredir mevcut olan sert jinekomasti) olarak alt tipleri bulunmakla beraber cerrahi tedavide karar vermede daha ziyade jinekomastinin boyutu ön planda değerlendirilir.
Bu amaçla en sık kullanılan sınıflamalardan biri Simon sınıflamasıdır.
Görsel Notu: Jinekomastinin tipleri
Buna göre;
- Tip I: Az miktarda doku genişlemesi – cilt fazlası yok
- Tip II: Orta derece doku genişlemesi
- IIa: Cilt fazlası yok
- IIb: Az miktarda cilt fazlası var
- Tip III: Sarkık memeye yol açan ağır meme büyümesi ve cilt fazlalığı var.
Erkekte meme estetiği amacıyla yapılan ameliyatlar memenin tiplendirilmesi ile doğrudan ilişkilidir.
Jinekomasti tedavisinde kullanılan ameliyatlar açık, endoskopik (yarı açık) ve kapalı teknikler olarak sınıflanabilir. Bugün sıklıkla kullanılan kapalı teknik sınıfındaki yağ almadır (liposuction).
Tip I ve Tip IIa ve hatta Tip IIb'de kapalı teknikle yağ alma (liposuction, liposakşın) kullanılarak tedavi sağlanabilirken, Tip III hastalarda çoğunlukla standart meme küçültme ameliyatlarından birinin uygulanması gerekebilir. Yağ alma ameliyatı, Tip III'te genellikle çıkarılması gerekecek bir deri fazlası ile sonuçlanır.
Bununla birlikte Tip III hastalarda ultrasonik yağ alma ya da lazer aracılı yağ alma (lazerlipo) teknolojileri derinin gergin hale gelebilmesi açısından etkili olabilmektedir. Bu teknolojiler özellikle fibrotik tip jinekomastide de geriye kalıntı doku bırakma ihtimalini düşürürler.
Açık ameliyat teknikleri Tip III jinekomastilerde, geleneksel yağ alma tekniğinde yeterince temizlenemeyeceği düşünülen fibröz jinekomastilerde, muayene ve meme ultrasonunda kanser öncüsü olabilecek şüpheli buguları olan hastalarda tercih edilmektedir. Memenin kahverengi areola dokusu etrafında yarım ay şeklinde bir iz bırakır. Tip III jinekomastilerde meme küçültme teknikleri kullanıldığında bu iz ters T harfi şeklinde de olabilir.
Görsel Notu: Dr. Yeşiloğlu'nun bir çalışma için çizdiği ve jinekomasti kesi izlerini gösteren şekil. [Sevim KZ, Karasoy YA, Irmak F, Türkoglu KL, Yesiloglu N (2012). Jinekomasti olgularına yaklasımımız ve cerrahi tekniklerin karsılastırılması. Sisli Etfal Hastanesi Tıp Bülteni, 46(2), 72-78.]
Endoskopik teknik ise memenin areolasının kenarından yapılan ufak iki ya da üç kesi hattı ile girilerek kamera yardımıyla özellikle meme başı olmak üzere meme dokusunun görülerek alınmasını sağlar. Bugün daha çok liposuctionda meme başı altında alınamadan kalan dokuların temizlenmesinde kullanılır.
Erkekte meme estetiği ameliyatından sonra yaklaşık 10 gün ağır işlerden uzak durmalısınız. Aksi halde meme çevresinde kanama, ödem, şişlik ortaya çıkabilir.
Kadınlardaki meme ameliyatlarından sonra olduğu gibi erkekte de bu tür ameliyatlar mutlak surette dinlenmeyi gerektirir.“Ameliyatın ertesi günü her şeyi yapabilirsiniz” şeklindeki yorumlara itibar etmeyiniz. Ameliyat olduğunuzun bilincinde olarak yaklaşık 1 ay süreyle size önerilen göğüs kafesi korsesini takmalısınız. Bu korse şişliklerinizin daha hızlı geçmesini ve cildin kendi içinde göğüs duvarına doğru daha hızlı büzülmesini sağlar.İster açık isterse kapalı teknikler olsun bu süreç bu şekilde geçecektir. Hastalarıma ödemi azaltabilecek bazı jeller ile avuç içi masajıöneriyorum. Bunlar ameliyat sonrası dönemde oluşabilecek ağrıları daha hızlı giderecektir.
Ameliyatın ertesi günü her iki memenizde şişme fark edeceksiniz.İkinci gün ödem ve şişlik artacaktır. Bu genelde her iki meme de asimetrik şekilde olur ve bizlerin fark ettiği tam gerileme 6-8 ayı bulur. Yine bu dönemde kullanılan tekniğe bağlı olarak özellikle geleneksel liposuctionda olmak üzere memede koltualtına ulaşan yaygın morarma görülebilir. Bu morluk genelde 15 güne kadar iyileşir.
Erkekte meme estetiğini olduğu kadar meme sağlığını ve dolayısıyla genel sağlığı etkileyen iki önemli durum vardır. Bunlardan meme dokusunun mikrobik iltihabı yani enfeksiyonu anlamına gelen mastit ve tabiiki kadında olduğu gibi erkeklerde de %1 gibi yüksek sayılabilecek bir oranda görülebilen meme kanseridir. Her iki tabloda da hızla tedavi uygulanmalıdır.
Erkek memesinde, mastit yani meme bezi iltihabı da başvuru nedenleri arasındadır. Memede şişlik, sıcaklık artışı, kızarıklık, ağrı bazen mat renkli akıntı ile kendini gösterir. Bu tür şikayetleri olan hastalarımız mutlaka bir plastik cerrahi uzmanına başvurmalıdır. Bazen bu tür iltihaplar meme kanseri ile benzerlikler gösterebilmektedir.
Meme kanseri, erkeklerde de ciddi sağlık sorunu yaratabilen bir kanserdir. Meme biyopsisi ve tüm vücut taramaları yapılarak hasta hızla cerrahi tedaviye alınmalıdır. Meme kanseri sert, ağrısız şişlikle kendini gösterebileceği gibi mastit bulguları da verebilir.